Panik Atak
Birçok ruhsal sıkıntının giderek artış gösterdiği günümüzde panik bozukluk da en sık karşılaşılan ruhsal bozukluklardandır. Yaşamsal şartların geçmişe oranla giderek zorlaşması insanları psikolojik olarak da etkilemektedir. Özellikle stres faktörlerinin daha fazla olduğu metropollerde insanlar daha çok zorlanmaktadırlar.Ekonomik zorluklar ve işsizlik, hırsızlık, terör olayları, trafik sorunu ve artan koşuşturma içinde beslenme düzeninin bozulması panik atakları tetiklemektedir.Değişik nedenlere bağlı olarak ortaya çıkan panik atak her yüz kişiden yirmisinde görülmekte olup;kadınlarda erkeklere oranla 2-3 kat daha fazladır.
Panik Atak Nedir? Panik Atak Belirtileri Nelerdir?
Panik atak birdenbire ortaya çıkan ve kişiyi endişelendiren, yoğun korku yaşatan bir nöbettir. Kişi atak esnasında birçok fiziksel sıkıntı yaşar. Kalp çarpıntısı, nefes alamama hissi, göğüs ağrısı, terleme, baş dönmesi, vücudun belirli bölgelerinde uyuşma hissi, kontrolünü kaybederek çıldıracağı, öleceği korkusu yaşanır. Ataklar genelde aniden meydana gelir.
Belirli dönemlerde her insan gergin, kaygılı ve sıkıntılı olabilir. Bundan dolayı da fiziksel olarak panik ataktakine benzer bedensel tepkiler gösterebilir; ancak panik atakta bu his en üst düzeydedir ve kişi kendini çok daha kötü hisseder.
Panik Atak Çeşitleri
Beklenmedik Ataklar: Nedensiz aniden ortaya çıkan nöbetlerdir.
Duruma Bağlı Ortaya Çıkan Ataklar: Korku duyulan bir nesne veya durum karşısında ortaya çıkar.
Panik Atak Kimlerde Görülür?
- Daha çok yirmi ile otuz yaş arasında başlar. Yaş ilerledikçe başlama oranı azalır.
- Şehir yaşamında kırsal bölgelere göre daha sık görülür.
- Evli olanlara oranla, bekar, eşinden ayrılmış ya da eşini kaybetmiş olanlarda da daha sık rastlanır.
- Aşırı stresli ve rekabetçi ortamlarda çalışanlarda daha yaygındır.
Kimler Panik Atağa Daha Yatkındır?
- Birinci dereceden akrabalarında panik ya da başka anksiyete bozukluğu olanlar
- Geçmişinde depresyon ya da diğer anksiyete bozukluklarından herhangi birini geçirmiş olanlar
- Sıkıntılı, telaşlı, aceleci, mükemmeliyetçi kişiler
- İçe dönük, kaçıngan, sosyal fobik kişiler
- İnsanlara sürekli verici davranan ve ‘hayır’ diyemeyenler
- Dürtülerini sürekli bastıranlar
- Sürekli baskı altında olan, engellenen ya da kendi kendini baskılayanlar
- Aşırı hırslı olanlar, sürekli başarılı olmaya odaklanmış olanlar
- Alkol ve başka bağımlılık yapan maddelere yatkın kişiler
Kalp Krizi ile Panik Atak Arasındaki Farklar Nelerdir?
Panik atak krizi yaşayanların büyük çoğunluğu ilk anda kalp krizi geçirdiklerini düşünür ve büyük korku yaşarlar. Çünkü atak sırasında ortaya çıkan belirtilerin çoğu kalp krizi sırasında da orta çıkar; fakat bu belirtilerin beyinde yanlış anlamlandırılmasından ötürü kişi tehlikeli bir durumla karşı karşıya kaldığını zanneder. Dolayısıyla kişiler genelde hastanelerin acil servislerine başvurur; fakat kalp krizi geçirmediklerini öğrenseler de bu sonuca pek ikna olmazlar. Mutlaka fiziksel bir rahatsızlığı olduğunu düşünen kişi bütün tahlil ve tetkikleri yaptırır. Herhangi bir bulguya rastlanmadığında ise sonuca inanmayıp farklı doktor ve hastanelere başvurulur. Sonunda doktorların fiziksel bir sorun değil, psikolojik bir durum olduğunu belirtmesiyle kişi doğru adrese yönlendirilir.
Son yıllarda basın ve medyada panik atak çok sık işlenmektedir. İnsanlar bu tanıya artık yabancı değiller ve çoğu panik atak yaşadığını kendisi de fark edebilmektedir.
Kişiler tedavi sırasında yaşadıkları durumun kalp krizi olmadığını anlasalar da hep bir soru işareti zihinlerde dolaşmaktadır. Aslına bakacak olursak panik atak krizi değil ama tedavi görmemek ilerde kalp ve damar hastalıklarına yakalanma riskini artırmaktadır.
Panik Atağı Tetikleyen Beslenme Tarzı
- Çay, kahve ve kafeinli içecekler
- Alkol ve aşırı sigara tüketimi
- Esrar, kokain ve bağımlılık yapan her türlü madde
- Aşırı yemek yemek ( özellikle tatlı gıdalar)
- Düzensiz beslenme
- Aşırı ve hızla kilo verme, uzun süre aç kalma, iştah kesici ilaç kullanımı paniğe ve depresyona sebep olabilmektedir.
Agorafobi Nedir?
Ataklar sırasında salgılanan adrenalin hormonu kişide nefes alıp vermeyi zorlaştırır ve kişiyi bulunduğu ortamda sıkışıp kalacakmış gibi hissettirir. Bu nedenle kişi o ortamdan hemen uzaklaşmak, kaçmak ister.Agorafobi ise kişinin kaçmanın zor olabileceği durumlarda bulunmamak ve bunlardan kaçınmak ile ilgili duyduğu anksiyetedir.
Hastaların büyük çoğunluğu atak yaşayacağını düşündüğü ortamlardan kaçarlar. Sokağa yalnız çıkamaz, ulaşım araçlarına binemez,alışveriş merkezleri gibi büyük ve kalabalık yerlere gitmek istemezler.
Panik Atak Tedavisi
Panik atak kişilerin yardım almak için en sık başvurduğu psikolojik bozuklukların başında gelmektedir ve tedavi edildiğinde düzelme oranı yüksek bir rahatsızlıktır. Ruh sağlığı profesyonellerinin kullandığı ve etkinliği de bilimsel olarak kanıtlanmış iki tür yöntem vardır:
1-İlaç Tedavisi
2-Psikoterapi
Çoğunlukla beraber kullanıldığında daha etkili sonuç alınmaktadır. İlaç tedavisi beynin kimyasının düzenlenmesine yardımcı olurken; psikoterapi de kişinin ortaya çıkan belirtileri doğru yorumlamasına ve yaşadığı durumla ilgili inanışlarını düzeltmesine yardımcı olur. Davranışsal olarak da korkundan korkmama ve korkunun üzerine gitme amaçlanır.